sevgili günlük. adalıların yiyecekleri tükenince ilk gün düşünmeleri gereken şeyi şimdi düşünmeye başladılar ve ben onlara bakıp sadece gülüyorum. yiyeceklerin bittiği anlaşılınca birdenbire yayılan panik havası hiç birinin açlıktan ölmek istemediğini gösteriyor. onlara şimdiye kadar aklınız neredeydi diye sormak isterdim. yaban domuzu avlamayı öneren albayın çözümü -şimdiye kadar bildiğimiz üzere- adada en az bir müslüman, bir vejeteryan olduğunu göz önüne alırsak herkesi memnun edecek gibi görünmüyor.
işte o müslüman ırak'lı sayid. ilginç biri. gereksiz tartışmalardan kaçınması, adadan kaçmak konusunda en fazla çabayı gösterenlerden biri olması, telsiz, verici, radyo gibi şeyler yapmak konusunda pratik olması kendisini sevdiğim karakterler arasında ikinci sıraya yerleştiriyor. birincinin kim olduğunu tüm ada halkı biliyor.

şşşt john akıllı ol kırırım o kolunu
bu kez flashback'i gelen ‘çakma albay'ımız john. bir kaç flashback anında albayımızın paralı sexphone hatlarından helen takma isimli birine abayı yaktığını, aslında hayatı boyunca orduda bulunmadığını, kazaya kadar son dört yıldır tekerlekli sandalyeye mahkum yaşadığını ve türk filmlerinde görmeye alıştığımız üzere kazadan hemen sonra yürümeye başladığını öğreniyoruz. ve kazanın hemen ertesi cool ve lay lay lom hallerine bakıp da nasıl bu kadar mutlu olabildiğini görüp şaşırdığımız albaya hak veriyoruz. sevgili günlük gün geçmiyor ki lost'ta izlediğimiz, gördüğümüz, öğrendiğimiz bir takım şeyler bizi şaşırtmasın.
adada gece bir tiyatro oyununda olduğunu sanıp yaşanan olayları dramatize etmeye meraklı 'göbeği burnunda' claire'in önayak olduğu anma gecesiyle ona erdi. bu anma töreni belki de gerekliydi emin değilim.
bu kez flashback'i gelen ‘çakma albay'ımız john. bir kaç flashback anında albayımızın paralı sexphone hatlarından helen takma isimli birine abayı yaktığını, aslında hayatı boyunca orduda bulunmadığını, kazaya kadar son dört yıldır tekerlekli sandalyeye mahkum yaşadığını ve türk filmlerinde görmeye alıştığımız üzere kazadan hemen sonra yürümeye başladığını öğreniyoruz. ve kazanın hemen ertesi cool ve lay lay lom hallerine bakıp da nasıl bu kadar mutlu olabildiğini görüp şaşırdığımız albaya hak veriyoruz. sevgili günlük gün geçmiyor ki lost'ta izlediğimiz, gördüğümüz, öğrendiğimiz bir takım şeyler bizi şaşırtmasın.
adada gece bir tiyatro oyununda olduğunu sanıp yaşanan olayları dramatize etmeye meraklı 'göbeği burnunda' claire'in önayak olduğu anma gecesiyle ona erdi. bu anma töreni belki de gerekliydi emin değilim.
2 yorum:
sayid benim adamım zaten.. bir insan nasıl olmalı? sorusunun cevabı.. bir de spoiler vermemek adına gelecek yazılardan birine yapacağım herhangi bir yorumumda açıklayacağım ikinci bir adamım var ki.. o da ikinci adamım diyebilirim.. :P
john amcayı da üçüncü sıraya koyabiliriz.. ne yazık ki dizi her zamanki gibi kadın karakterler açısından biraz kısır.. kate'in güzelliği bile onu gözdelemeye yetmiyor ve gelecek bölümlerde pek sıkıcılaşacak diyebilirim.. -bu da spoiler değil artık ama hadi, blog sahibi!!-
sayid'e dört sezondur bir kere bile sinir olmadım.
ikinci sıramda kate var.
Yorum Gönder